Online Randevu
Online Randevu

Yumurtalık (Over) kanseri nedir?

Yumurtalık yani over kanseri; kadın üreme sisteminde bulunan ve gebelik için gerekli olan yumurtlama fonksiyonunu gören ve kadınsı hormonlar olan östrojen ve progesteronun salınımından birincil sorumlu yumurtalıkların kanseridir.

Kadınlarda kansere bağlı ölümlerde yedinci sırada bulunan yumurtalık kanserleri ciddi bir toplum sağlığı sorunudur. Bir kadının hayatı boyunca yumurtalık kanserine yakalanma riski 1/70’dir. Dünyada her yıl 204 bin kadın yumurtalık kanserinden etkilenmekte, 125 bin kadın da yumurtalık kanseri nedeniyle kaybedilmektedir.

CA-125 nedir? Yumurtalık kanserinde CA-125 kaç çıkar?

Yumurtalık kanseri ile ilişkili tümör belirteci olarak da bilinen CA-125, kandaki ‘Cancer Antigen 125’ adı verilen bir proteinin düzeyinin ölçüldüğü bir kan testidir. CA-125 değerleri karın iç zarının sıklıkla tutulduğu ileri evre yumurtalık kanserlerinde yüksek saptanmakta, sadece yumurtalıkların tutulduğu erken evre hastalıklarda ise maalesef her zaman yüksek saptanmamaktadır. Bu durumdan dolayı bu test, yumurtalık kanseri taramasında kullanıma elverişli bir test değildir. Esas olarak test yumurtalık yani over kanseri tedavisindeki sonuçları takip etmek amacıyla kullanılır. Eğer test sonucunuzun düzeyleri düşüyorsa tedavi işe yarıyor anlamına gelmektedir.

Tedavi sonrası hastalığın takibinde de seviyelerinin aralıklı olarak ölçümü ile hastalığın tekrar edip etmediği hakkında bilgi edinilir. Diğer bir taraftan bu testteki yükselişlerin her zaman yumurtalık kanserine özgü olmadığı da bilinmelidir. Yumurtalık kanseri dışında CA-125 değerleri yüksek saptanabilen durumlar;

Endometriozis: Bu hastalık rahim içi zarı tabakası olan endometriumun rahim dışında saptanmasıyla tanı koyulan ve sıklıkla çocuk sahibi olmada zorluk ve kronik pelvik ağrıya neden olan bir rahatsızlıktır. Yumurtalıklarda çikolata kisti oluşumuna da neden olabilen endometriozisli hastalarda çoğu zaman CA-125 düzeyleri yüksek saptanmaktadır.

- Pelvik inflamatuar hastalık (PID): Karın iç zarının etkilendiği kadın üreme organları ve pelviste gözlenen diğer enfeksiyonlar da CA-125 yüksekliğine neden olabilmektedir.

Miyomu olan kadınlarda,

- Karaciğer, pankreas hastalıklarında,

- Tüberkülozlu hastalarda,

Gebelikte ve adet dönemindeki kadınlarda yine CA-125 değerleri yüksek saptanabilmektedir.

CA-125 ölçümü asıl olarak yumurtalık kanserli hastaların tedavilerinin değerlendirilmesi ve takiplerinde kullanılan önemli bir testtir. Birçok yumurtalık kanseri dışındaki durumlarda da yükselebileceği bilinmeli ve yumurtalık kanseri taraması için kullanılmamalıdır.

Yumurtalık (Over) kanseri için risk faktörleri nelerdir?

Yumurtalık (Over) kanserinin risk faktörleri şunlardır:

- Yaş (>40 yaş),

- İlk adetin erken yaşta görülmesi,

- Geç menopoz,

Nulliparite yani çocuk doğurmama (yaklaşık 2.4 kat artırır.),

- İnfertilite yani çocuk sahibi olamama,

- Yumurtlamayı artıran tedaviler (Örneğin, klomifen sitrat tedavisi riski 2-3 kat artırmaktadır.),

- Genetik (Herediter yani ailevi geçişli hastalıklar; Örneğin. BRCA 1-2 mutasyonu vb.).

Yumurtalık kanseri görülme sıklığı azalan durumlar nelerdir?

- Birden fazla doğum yapma yani multiparite,

- Doğum kontrol hapı (OKS) kullanımı (5 yıl kullanım riski yaklaşık yüzde 60 azaltır.),

- Tüplerin bağlanması veya alınması,

- Emzirme.

Yumurtalık (Over) kanseri genellikle hangi yaşlarda görülür?

Yumurtalık kanserlerinde en sık saptanan yumurtalık yüzey hücrelerinin kanseri yani epitelyal over kanserleri sıklıkla menopoz döneminin hastalığıdır ve görülme sıklığı açısından 56-60 yaşlarında zirve yapmaktadır. Yumurtalık kanserlerinin diğer alt tipleri olan germ hücreli ve seks kord stromal tümörleri ise daha erken yaşlarda karşımıza çıkmaktadır.

Türkiye’de yumurtalık kanserinin görülme sıklığı yüz binde 5,9 olarak raporlanmıştır ve bu oranın dünya ülkelerindeki oranlarla kıyaslandığında orta seviyelerde olduğu görülmektedir. 

Yumurtalık (Over) kanserinin belirtileri nelerdir?

Yumurtalık kanserleri sıklıkla ileri evrede belirti verdikleri için maalesef geç tanı almaktadırlar. Belirtileri:

Sindirim sistemi ile ilgili yakınmalar (Hazımsızlık, iştah değişiklikleri, mide problemleri, kabızlık gibi sindirim sistemi yakınmaları.),

- Menopoz sonrası vajinal kanama,

- Menopoz öncesi düzensiz kanamalar,

- Kitlenin basısına bağlı semptomlar,

- Cinsel ilişki sırasında ağrı (disparoni),

- Alt karında dolgunluk (distansiyon),

- Karında sıvı birikimine (asit) bağlı şişkinlik,

- Akut ağrılar.

Yumurtalık (Over) kanseri tanısı nasıl konur?

Yumurtalık yani over kanseri tanısı diğer bütün kanserlerde olduğu gibi doku tanısı ile konulmaktadır. Kitlenin çıkarılması ve sonrası yapılan patolojik inceleme neticesinde yumurtalık kanseri tanısı konulur. Yapılan muayene ve tetkiklerde yumurtalığında kanser açısından risk taşıyan bir kadında laparoskopik ameliyat (kapalı ameliyat) veya açık ameliyat ile kitle çıkarılmakta ve ameliyat esnasında ‘frozen’ dediğimiz hızlı patolojik incelemeye yollanmaktadır. Ameliyat devam ederken kitlenin kötü huylu yani kanser olup olmadığı saptanmakta ve sonuca göre ameliyatın içeriği belirlenmektedir. Bu bağlamda ameliyat öncesinde kanser açısından en ufak bir riski bulunan yumurtalık kitlesine sahip kadınlar muhakkak frozen yani hızlı patolojik inceleme olanağı olan merkezlerde opere edilmelidir. Aksi takdirde ameliyat esnasında kitlenin kötü huylu yani kanser olup olmadığı belirlenememekte ve hastalar fuzuli yere ikinci bir ameliyata alınmak durumunda kalmaktadır. Diğer bir taraftan bu hastaların yumurtalık kanseri cerrahisi açısından deneyimli cerrahlarca opere edilmesi önem arz etmektedir. Ameliyat esnasındaki hızlı patolojik inceleme ile yumurtalık kanseri tanısı alan hastalarda gözle görülür tümörün kalmamasını içeren sitoredüktif cerrahinin yapılması hastanın sonraki yaşam süresi açısından çok büyük önem taşımaktadır. Bu hastalara eksik cerrahi yapılması hastaların yaşam sürelerini anlamlı derecede kısaltmaktadır.

Yumurtalık (Over) kanseri evreleri nelerdir?

- Tüm kanserlerde olduğu gibi kanser sadece ilgili organ yani yumurtalıklarda sınırlı ise Evre 1,

- Yakın organlara yani tüp ve/veya rahime yayıldıysa evre 2,

- Karın içerisi ve/veya lenf nodlarına yayıldıysa evre 3,

- Karaciğer, akciğer gibi uzak organlara yayılmış ise evre 4 olarak değerlendirilmektedirler.

Bu evrelerde de yayılım bölgelerine göre a, b ve c gibi alt gruplar bulunmaktadır. Yumurtalık kanserleri geç belirti vermesi nedeniyle yüzde 70-75 ileri evrede saptanırlar.

Yumurtalık kanserleri nasıl yayılım yapar?

Yumurtalık, karın içerisinde serbest halde bulunan bir organdır. Bu nedenle kanserleri de birincil olarak karın içerisine kanser hücrelerinin dökülmesi neticesinde yayılım göstermektedir. İkinci sıklıkla gördüğümüz yayılım şekli lenf nodlarına yaptığı metastazlardır.

Yumurtalık kanserlerinin yayılım şekilleri:

Kanser hücrelerinin karın içerisine dökülerek yayılması (en sık ve en erken yayılım yolu) yani transçölomik eksfoliye olan hücrelerin peritoneal kavite yüzeylerine implantasyonu ile yayılım.Lenfatik yayılım (alt karın yani pelvik ve aort çevresindeki yani paraaortik lenf nodlarına yayılım yine sık görülmektedir.)

- Kan yolu yani hematojen yolla yayılım nadirdir.

Yumurtalık (Over) kanseri nasıl tedavi edilir? Tedavi yöntemleri nelerdir?

Yumurtalık kanserlerinde birincil tedavi, cerrahi ve sıklıkla sonrasında alınacak kemoterapiyi içermektedir. Cerrahide sitoredüktif cerrahi’ adı verilen vücuttaki tüm tümoral dokuların çıkarılması çok büyük önem arz etmektedir.

Evre 1a, agresif olmayan (grade 1,2) epitelyal yumurtalık kanserleri yani sadece yumurtalığın içinde kanserin saptandığı durumlarda, eğer hastada çocuk istemi mevcutsa sadece hastalıklı yumurtalığın alınması tedavide yeterli olabilmektedir. Bu evreden daha ileri yani >Evre1a olgularda rahim, tüpler ve yumurtalıkların alınması, pelvik ve paraaortik lenf nodlarının temizlenmesi ve karın ön kısmında bulunarak tüm bağırsakların üzerini örten ‘omentum’ denilen yapının alınmasıyla birlikte saptanan tüm tümoral yapıların çıkarılmasını içeren sitoredüktif cerrahinin yapılması yumurtalık kanseri cerrahisinde temeldir. Bu olgularda cerrahi sonrası ek ilaç yani kemoterapi tedavisi hastalığın yönetiminde önemlidir.

Yumurtalık kanserinde erken teşhis mümkün mü?

Yumurtalık kanserlerinde erken teşhis maalesef sıklıkla mümkün değildir. Rahim iç duvarı yani endometrium kanserinde erken evrede görülen anormal rahim kanaması gibi belirtilerin yumurtalık kanserinde erken evrede görülmemesi ya da rahim ağzı kanserinde olduğu gibi yumurtalık kanserinde de kanser taramasının yapılamaması erken teşhisi olanaksız hale getirmektedir.

Çok kısa bir süre önce jinekolojik muayenesi yapılan ve hiçbir patolojik bulgusu saptanmayan bir kadında, altı ay sonra yaygın yumurtalık kanseri gelişebilmektedir. Yumurtalık kanserinin teşhisine yardım edecek taramaya yönelik bir kan belirteci de maalesef bulunmamaktadır. CA-125 erken evre yumurtalık kanserlerinde normal seviyelerde çıkabilmektedir. Bunlara karşın bir kadının düzenli jinekolojik muayenelerini yaptırmasının ve yıllık ultrasonografik incelemelerin erken teşhis açısından yararlı olabileceği bilinmelidir.

Yumurtalık kanserlerinin gidişatını etkileyen faktörler nelerdir?

Hastalığın evresi (İleri evrede en önemli prognostik faktör),

- Tümörün agresifliği yani histolojik grade’i (Erken evrede en önemli prognostik faktör),

Cerrahi sırasında geriye rezidü tümör kalıp kalmaması, 

- Hastanın yaşı ve performans statüsü,

- Hastada genetik olarak anormal onkogen ekspresyonu (p53, HER-2/neu vb.),

- Tümörün genetik yapısı.

Yumurtalık kanserleri tekrar edebilir mi?

Yumurtalık kanseri, yüksek tansiyon veya şeker hastalığı gibi kronik bir hastalıktır ve tekrar edebileceği bilinmelidir. Hastalığın evresi ve ilk cerrahisi sırasında geriye tümöral dokunun kalıp kalmaması sağ kalımı etkileyen en önemli faktörlerdir. Hastalığın nüks yani tekrar etmesi sıklıkla ilk iki yılda görülmektedir.

Sonuç olarak; yumurtalık kanserleri sıklıkla ileri evrede tespit edilen ciddi bir toplum sağlığı sorunudur. Bir kadının hayatı boyunca yumurtalık kanserine yakalanma riski 1/70’dir. Ancak yakınlarında meme ve/veya yumurtalık kanseri öyküsü olan kadınlarda genetik geçişli bazı hastalıkların olabileceği ve bu durumun riski ciddi seviyelerde artırabileceği unutulmamalıdır. Yumurtalık kanserlerinin erken evrede teşhisine yönelik bir tarama imkanı olmasa da yıllık jinekolojik değerlendirmelerin fayda sağlayacağı akılda tutulmalıdır. Yumurtalık kanseri tedavisinde bu konuda deneyimli cerrahlarca yapılacak cerrahi ile geride rezidü tümörün kalmamasının sağ kalımı etkileyen en önemli faktörlerden biri olduğu bilinmelidir.